Resim Kategorisi Kazanan Eserleri

furkan akgün
18-25 Yaş Kategorisi İkincisi

esmanur kaymaz
14-17 Yaş Kategorisi Birincisi

fatma Çetin
14-17 Yaş Kategorisi İkincisi

ceyda bilgin
18-25 Yaş Kategorisi Birincisi
Öykü Kategorisi Kazanan Eserleri
Son Konferans
‘Lütfen konferans başlamadan önce telefonlarınızı sessize alınız.’ Büyük salonun içinde merdivenleri çıkarken aynı zamanda koltuk numaralarına bakarak oturmam gereken yeri arıyordum. Telefonları sessize almamız istenen duyuru ben yerime geçene kadar on kere daha yapıldı. Sonunda kendi koltuğumun olduğu sırayı bulunca insanlardan izin isteyerek önlerinden geçip koltuğuma doğru ilerledim. Tek başıma katıldığım ilk konferanstı. Etrafımdaki insanların yaşı benden oldukça büyüktü. Yine de koltuğumu ararken benim yaşlarıma yakın birkaç genç gördüm. Beni ortamdan yabancılaştırmayan tek şey buydu. Işıkların kapanmasıyla sahneye 70’lerinin sonunda bir adam çıktı. Saçlarına ak düşmüş, gözaltları sarkmıştı. Kimin konferansına katıldığımı bilmiyordum. Okul çıkışı elime sıkıştırılan broşürdeki ücretsiz ve gündem yazıları dikkatimi çektiği için katılmıştım. Kendimi biraz daha bilgili hissetmek istemiştim sanırım. Birileri ‘Dün neredeydin?’ deyince…
Elif Bişkin
14-17 Yaş Kategorisi Birincisi
Nasıl Bir Dünya İstiyordum?
Gözlerimi açtığımda çiçeklerle dolu bir kırın ortasında yatıyordum. Uzaktan ve uğultu şekilde gelen çocuk sesleri hala neşesini kaybetmemişti. Nedense burası güvenilir ve bir o kadar sevgi dolu bir anne kucağı gibi hissettiriyordu. Yavaşça yerimden kalktım. Parlak güneş gözlerimi kamaştırıyor bir yandan da bana ısı ve ışığıyla sevgisini gönderiyor,beni kucaklıyordu. Çiçeklerle dolu kırdan gelen ferahlatıcı,hafif,hoş koku her nefes alışımda yaşamın en güzel şey olduğunu hatırlatıyordu. Önümde duran insan topluluğunun gülen yüzleri her onlara baktığımda biraz daha samimi geliyordu. Gözüm ortama alışınca cesaretimi topladım ve kamaşan gözümün acımaması için yere indirdiğim kafamı yukarı kaldırdım.O da neydi!?Uzaklaşmaktaydı çocuk sesleri,gülen insan yüzleri. İçimi korku sardı bir anda. Beni bırakıyorlar mıydı yoksa?!Topladım olanca gücümü koşmaya başladım, derin bir solukla döküldü ağzımdan kelimeler…
ZEYNEP GÜLTEKİN
14-17 Yaş Kategorisi İkincisi
Suyun Değişimi
İnsanlar dalgalara kapıldığında ertesi gün oldu. Ve bir su damlası yaprağından kayarak kendini toprağa bıraktı. Topraktan bir kavak korusunun köklerine sızdı su. Kışın bile ağaçların gölgelerine selam veren insanların yüreğine sızdı. Sonra dalgalar dindi. Sonsuz mavilikteki gökyüzü ve üzerine yattığınızda bedeninizi ipince bir çizgiyle ayırarak iki farklı sizi de ortaya çıkaran deniz bir fermuar gibi birleşti. Birleşmeliydi çünkü o dev gemiler dalgaların arasında yok olduktan sonra suların hiçbir anlamı yoktu. Denizde oradan oraya savrulan insanlar kendilerine baktı. Gerçekten ne istediklerine baktı. Her biri öteberilerine yapışmış yosunlardan hayallerini yaptı. Aslanlığa soyunan kediler kedi oldu. Karıncalar karınca, zürafalar zürafa oldu. Ve nice tırtıllar birer kelebek oldu. O, bir yerlere yetişmek için koşmadı. Kendi ayaklarıyla kendi sinirlerine basmak için…
Gökçe Aydın
14-17 Yaş Kategorisi Üçüncüsü
Kahramanlardı
‘’Savaş yok, bayrak beyaz.’’ zoraki Türkçesi ile bunları söylemişti askerlere. Masum küçük kıza zarar vermezdi Türk askeri ‘’Korkma olduğun yerde kal, yerin altında bomba var kıpırdarsan ikimiz için de iyi olmaz.’’ el işaretleri ile kıza derdini anlatmaya çalıştı. Kız bunu anlamış gibi yaparak kafasını salladı, ağzından zor da olsa birkaç kelime çıkmıştı ‘’Babam nerede?’’.
Ömer ve onu ölümüne bırakmayan tertibi Mesut, bugün ikisi de her zamanki gibi aynı kabuslarla uyandı. Birbirlerine baktıklarında ikisinin de gördüğü rüyadan dolayı korktuğu belliydi. ‘’Sen de mi o kızı gördün, yine?’’ Ömer arkadaşından önce sormuştu bu soruyu, Mesut da kafasını sallayarak aynı kişiyi gördüğünü kafa işaretiyle belli etti. İkisi de bu rüyanın gerçekte var olacağını asla bilmiyordu ama bugün bütün parçalar rayına oturacaktı…
ZEHRA AVCU
14-17 Yaş Kategorisi Dördüncüsü
Öykü Kategorisi Kazanan Eserleri
Hayallere Açılan Kapı
“Dalların sevdası düşmüş toprağa
Olgun meyvelere hasret gençliğimiz”
Adnan Yücel
Bir oda. Kare şeklinde. Minicik bir penceresi var sokağa bakan. Odanın içinde bir yatak, yatağın hemen yanında bir sehpa. Sehpanın üstünde ağrı kesici ve su. Dışarıda ayaz. Oda soğuk. Yatakta bir genç. Öylece tavana bakıyor. Derken yakınlardan gelen bir ezan sesi. Sabah ezanı. Hoca ezanı sanki odanın içinde okuyor. Ezanın bitişiyle birlikte zihnindeki düşünceler bulanık bir hâl almaya başladı. Uyku bastırıyordu. İki gün önce okulda olanlardan sonra kendini bu noktada bulmasına anlam veremiyordu. Anlamsızlığın ve bulanıklığın birleştiği noktada odanın tahta kapısından iki tık sesi geldi. Başını yavaşça fakat yoğun…
Yılmazcan Derdiyok
18-25 Yaş Kategorisi Birincisi
KIRMIZI CİLTLİ DEFTER
Hayal etmenin yorgunluğu var üzerimde. Bir şeyler arıyorum, bir parça kağıt bulsam anlatacağım. Beni artık inanmak değil yaşadığımı hissetmek vazgeçirebilir. Vazgeçip buradan göçenler yorgunluklarını yanlarında götürdü. Vazgeçmeyenler, yorgunluklarının hissiyle köreldi de acılarıyla barıştı. Yoksa yaşamanın hissini, canlılığını taşıdıklarından değil. Yaşamı ıskalayarak geçiyor günleri. Bunu bilmiyor değiller. Sadece gerçeği kader bellemişler. Ben, gerçeği bilip de bir parça kağıda tutunduğumdan ayrılıyorum onlardan. Yazacağım. Yaşar gibi olmanın kaygısını taşıyan birinin karşısına, bir ayna gibi çıksam yeter. Görsün, bir baksın
kendine. “Hayat bu mu, yaşıyor muyum” diye sorsun. “İyiyim”, derken kötü olduğunu gizlediği şeylerle yüzleşirken de…
Melisa Gönen
18-25 Yaş Kategorisi İkincisi
Sınırların Ötesinde
Uyandığımda müthiş bir baş ağrım vardı, nerede olduğumu tam anlamıyla idrak edememiştim. Yattığım yatak gıcırdıyordu, sallanıyordum. Sallantı midemi bulandırıyordu yattığım yataktan doğruldum ve bulunduğum ortamı inceledim eski püskü her yeri döküntü bir odadaydım, küçük bir penceresi vardı pencereden dışarıya baktığımda denizin üzerinde olduğumu fark ettim. En son hatırladıklarımla şu anki bulunduğum ortam örtüşmüyordu. İyice ayaklanınca çok susadığımı fark ettim, başucumda bulunan masadaki sürahiden hemen yanında duran bardağa su doldurup bir yudumda içtim, tehlikeli bir şey yaptığımı ancak içince düşünebildim, baş ağrım düzgün düşünmemi güçleştiriyordu. Hiç bilmediğim bir kamarada hiç bilmediğim bir bardaktan su içiverdim kendi isteğimle hem de. Pek benlik değildi ancak bu sonra dert edeceğim bir husustu…
BORA PALANDIZ
18-25 Yaş Kategorisi Üçüncüsü
İç Savaş – “Diktatör Türk sempatizanı!”
Ortadoğu’nun merkezi şehirlerinden, H şehrinin, Türk mahalleleri güne yayılan bu dedikoduyla uyanmıştı. Uzun süredir kulaktan kulağa dolaşan haberin resmi kayıtlarda bir geçerliliği ve gerçekliği yoktu. Ancak Ortadoğu coğrafyasındaki milletlerin çoğunluğu asparagas haberleri duyar, yorum yapar, yapılan yorumlara göre de görüş belirler, belirlenen görüşlerde kendilerine hangisi yakınsa ona inanırdı. Fakat tek doğru vardı S ülkesinde Türk mahalleleri gerçekten de rutin bombardıman harici yıkıma uğramıyordu.
İç savaşın başladığı günden bugüne yaklaşık 4 yıl geçmiş, yarım milyona yakın sivil öldürülmüş, bu sayının iki katı kadar da engelli kalanlar olmuştu. Savaş eskiyor, insanlar tıpkı geçmiş kitaplarda yazılanlar gibi savaşın barış olduğunu kabulleniyor, hayatlarını normalleştirmeye çalışıyorlardı…
Hüseyin Süleyman
18-25 Yaş Kategorisi Dördüncüsü
Şiir Kategorisi Kazanan Eserleri
HİSSETTİĞİ KADAR YAŞAYAN DÜNYA
Her beden bir şekilde buluyor hayattaki yerini
Kan kırmızısı, alacalı gökdelenler içinde bazen
Bazen de gökyüzüne uzanan gecekondulara sığıveriyor yaşam
Kimisi sarmalıyor kendini samurdan kürklere
Kimisi umuda, aydınlığa, geleceğe sığınmış beklemekte
Demirden ağlar örüyor buzdan kalpler bir yerlerde
Bir de yaşamdaki güzelliklerin
Nabzını tutanlar var, azınlıkta da olsa.
İşte güzelin peşinde olan bu insanlarla dolsun istiyorum
…
DURU KEBAPÇI
18-25 Yaş Kategorisi Birincisi
İNSANOĞLU
Bazen bir rüzgâr vurur camına,
Geldiği toprakların acısını hissedersin.
Ardından yağmurlar getirir,
Hangi insanın gözlerinden kopup gelmiş
Bilemezsin.
Gök çığlık çığlığa fırtınalar koparır,
Hangi annenin sessiz feryadı
Duyamazsın.
Bazen güneş vurur yüzüne,
Hangi tepenin ardında
…
EDA ÇAĞLAK
18-25 Yaş Kategorisi İkincisi
Huzur Gezegeni
Baharın gelişini duyuyorum,
Kuşların heyecanlı kanat çırpışlarını…
Yeryüzündeki her canlının yüzü aydınlık;
Saf ve temiz, mutluluklarını hissediyorum.
Korku ve kedere rastlıyorum
Hoşnutsuz bir ifadeleri var.
Onları geride bırakıyor, arkama dönüyorum.
Bize ulaşamayacaklarının farkına varıyorlar.
Okyanusun mırıltısını işitiyorum
Saçlarımı okşayıp kulağıma fısıldıyor.
Etrafa bakıyorum, huzuru arıyorum
Aradığımı herkesin gözlerinde buluyorum.
Berna CEVAHİR
18-25 Yaş Kategorisi Dördüncüsü
Şiir Kategorisi Kazanan Eserleri
YORDUN BİZİ DÜNYA
Nasıl bir dünya istiyorum?
Cevabını bilinmezliğin tam ortasına gizlemişler sanki
Düşünmek nasıl olur öğretmemişler ki bize
Eksik bir şeyler var
Ben bulmaya çalıştıkça kaybolmuşum
Sesim bağırmaktan kısılmış
Sesimi duyurmak için bağırmak zorunda kalmak istemiyorum
Pamuk tıkamışlar dünyanın kulaklarına, çıkarın onu
Attığım adımların aydınlığa çıkmasına ihtiyacım var
Boşuna olmamalı tüm bu çabalarımın sonucu
Zamanın kapıları umutsuzluğa açılmasın artık
Nefretin sevgiyi sakladığı bir dünya istemiyorum
Sidal Deniz Gül
18-25 Yaş Kategorisi Birincisi
Martı
Çok da bir şey istemiyorum aslında
Tüm zamirleri unutmak,
Kimse kim olmak istiyorum
Cebimde bu aya yetecek birkaç kuruş
Fazlasıyla ne yapılır, zaten bilmiyorum
Dinginlik olsun diyorum
Sonra düşünüyorum..
En çok özgürlük istediğime karar veriyorum
Ama sahilde bir martı olmayı katiyen istemiyorum
Onlara artık kimsenin simit atabildiğini düşünmüyorum
Enginlerde bir balık olsam
Çaresiz bedenlerin yüzlerine nasıl bakacağımı bilmiyorum
Şevval Cihankaya
18-25 Yaş Kategorisi İkincisi
…
Tanrı ağır ağır ağlamış tüm gece,
Şehir fazlasıyla ıslak.
Kızgın bir rüzgar var havada,
Bahara küfür edermişcesine.
Her köşede ters dönmüş birkaç şemsiye epeyce yırtık.
Bütün çocukların ayakkabıları su almış sokaklarda, çoraplar yaş.
Kimisi yağmuru dinleyerek şarap tokuşturuyor balkonunda,
Kimi ise sığınacak bir kuytu aramakta kucağındaki çocuğuyla.
İpekten bir elbise birinin göğüsünde, diğerinin üzerine çuvaldan dikilme bir elbise.
Şöminene odun at içkini yudumla keyifle.
Sen ise çöpten topladığın kartonları yak “bu gece de donmayayım” diye.
Yüz çeşit yemek koy önüne, mideni değil sen anca egonu besle. Kuru ekmeğe muhtaç diğerlerini düşünme.
Betül Albayrak
18-25 Yaş Kategorisi Üçüncüsü
DÜNYANDA GÖRÜRSÜN
Sevdaya düşkün kalpler olmalı, çarçabuk bitmeyen, tükenmeyen
Yürünülen yollarda ağustos böcekleri şarkılar söylemeli
Acıyla susturulmuş insan sesleri
Bir kadının sessizliğine sığınmış takım elbiseleri
Bir çocuğun kimsesiz çığlıklarıyla kaplı bir dünya olmamalı
Hıçkırarak ağladığımız günlerin teselli omuzu,
Kahkahalara boğulduğumuz zamanların en manidar hediyesi sayılmalı
Göğe selam söyleyecek bir yer olmalı
Bazı kelimelerimiz müebbette, bazıları muhabbette
Bıçak üstü cümlelerimiz beyaz gömleğe ön iliklememeli
Hür kuş misali göklerde süzülmeli
Şiirler, şarkılar özgür kalmalı, bu dünya böyle olmalı.
Hüznü yere serilen minderlerde göğü selamlamalı mavi önlüklüler
Tuğba Korkmaz
18-25 Yaş Kategorisi Dördüncüsü
